hurriyet.com.tr adresinde yayınlanan Serhat Tezcan tarafından kaleme alınan yazımıza ulaşmak için tıklayınız.
“Otomotiv sektörüne parça üretimiyle başladı. Butik üretim avantajından yararlanarak, üretim kabiliyetini geliştirdi. BEBKA’dan destek alarak, raylı sistemler üzerine parça üretti. Bu bakış açılarını geliştirdi. Bugün 3 kıtada 15 ülkeye ihracat yapan firma, 100 kişiye istihdam sağlıyor. Araçlarda dönüşüm yaşandığını söyleyen Oskim Operasyonlar Direktörü Şükrü Gümüş, “Müşterimize normal ürettiğimiz parçalara neler ekleyebiliriz? Bu konular üzerinde kafa yoruyoruz” diyor.”
Makine mühendisi Orhan Sekirden tarafından 1982 yılında kurulan Oskim, araç çamurluk parçalarının manuel olarak şekillendirilmesi proseslerini yapan ve bu yolla parça üreten bir firma olarak faaliyetine başladı. 1986 yılında ortaklarından ayrılan Sekirden, 1989’da ısıtıcı sektöründe kombiler için pirinç malzemeden parçalar üreterek, çalışmalarını sürdürdü.
Ardından tekrar otomotiv parçalarına yönelen iş insanı, önce çamurluk üretirken, ilerleyen yıllarda süspansiyon sistemi parçalarına odaklandı. O yıllarda ilk defa firma bünyesinde kendi tasarımı olan 270 derece kaynak yapabilen kaynak robotunu tasarladı. Bu yolla üretim hızını büyük ölçüde arttırdı. İlerleyen yıllarda Çekoslovakya’ya Skoda model araçlar için salıncak kolu üretti. 1999 yılında Kayapa Sanayi Bölgesi’ndeki ilk fabrikasına taşındı.
2005’te ilk uluslararası fuar deneyimini yaşadı. Fuardan birkaç ay sonra global büyüklükte yabancı firmaların satın alma ve kalite ekipleri fabrikayı ziyarete geldi. 2007’de global büyüklükteki ilk yurtdışı iş birliğine başladı. Şirket, o yıllarda belli bir ihracat kültürüne ulaştı. İyi bir müşteri portföyüne de erişti. Bu yıllarda Orhan Bey, kızlarının şirket yönetiminde daha aktif olmalarını istedi. Kızları Nihan Sekirden Baraş ve Didem Yenice, yönetime geçtikten sonra çalışmalarını aynı disiplinle sürdürdü. Şirketi daha da büyüttüler.
YENİ PROJEYLE BAKIŞ AÇILARI GELİŞTİ
Butik işler yapıyorlardı. O dönemde yaptıkları işlerden de yola çıkarak, ‘Savunma sanayinde, havacılık ve raylı sistemler sektörlerinde çalışabilir miyiz?’ diye şirket içinde tartışmaya başladılar. Raylı sistemleri araştırdılar. Onun süspansiyon parçaları da otomotivde olduğu gibiydi. Uluslararası raylı sistemlerin gerekliliklerini, denetim kriterlerini öğrendiler. Bununla ilgili eğitim aldılar. Bu süreçte BEBKA ile yolları kesişti. Şirketin ilerlemesi için CNC makinesi almaları gerekiyordu. Konuyla ilgili projelerini BEBKA’ya sundular. Elde ettikleri 243 bin TL destek ile CNC makinesini aldılar. Raylı sistemlerde Durmazlar ile yaklaşık 4 yıl çalıştılar. Proje şirkette bir çığır açtı. Bakış açılarını geliştirdi.
YENİ PROJELER
Bu işi yaptıktan sonra ‘Başka işler de yapabiliriz’ diye düşünmeye başladılar. Araçlardaki salıncak dışında amortisör grubunda braket bulunuyordu. Bu parçayı araştırdılar ve bir burç presi aldılar. Devamında bir rotil hattı kurdular. Şu an kullandıkları rotilin yüzde 75’ini kendileri karşılamaya başladı.
3 KITADA 15 ÜLKEYE İHRACAT
Bugün Kayapa Organize Sanayi Bölgesi’nde 10 bin metrekare kapalı alanda faaliyetini sürdüren işletme, yaklaşık 100 kişiye istihdam sağlıyor. Bugüne kadar şase süspansiyon parça üretiminin yanı sıra 100’den fazla B2B proje devreye almış bir otomotiv sac parça üreticisi olarak faaliyetini sürdürüyor. Hali hazırda 3 kıta 15 ülkeye, 30 farklı otomobil markası, 243 farklı araç modeline, bin 236 farklı referans parça üretiyor. Kataforez işlemi haricinde tasarımdan nihai ürüne kadar tüm Ar-Ge ve üretim süreçlerini kendi bünyesinde gerçekleştiriyor.
ALMANYA’DA MONTAJ ATÖLYESİ HEDEFİ
Oskim Operasyonlar Direktörü Şükrü Gümüş; Mercedes, BMW, Audi, Volkswagen grubu parçalarını ürettiklerini belirterek, asıl üretim odaklarında Almanya’nın yer aldığını kaydetti. Alman Firmaları’nın çok disiplinli ve prensipli çalıştıklarını söyleyen Gümüş, “Bizi de teknik olarak gelişime zorluyorlar. Ayrıca Almanya’da yaklaşık 10 bin metrekare bir depomuz var. İlerleyen süreçte Almanya’da bir montaj atölyesi kurma düşüncemiz bulunuyor. Ayrıca salıncak grubu dışında amortisör grubunda da söz sahibi olmak istiyoruz” dedi.
EN ÇOK İHRACAT YAPAN KOBİ ÖDÜLÜ
Toplam cirolarının 10 milyon Euro civarında olduğunu belirten Gümüş, aynı zamanda TOSYÖV Üyesi olduklarını belirterek, geçtiğimiz yıl Bursa’da en çok ihracat yapan KOBİ Ödülü’nü aldıklarını hatırlattı. Dijitalleşmeye çok önem verdiklerinin altını çizen Gümüş, “Her üretim hücremizde, veri toplama merkezimiz var. Atölyemizde kağıt kullanmayız. Arıza nedeniyle duruşlar, periyodik kontroller ve ölçümlerin tamamı sistem aracılığıyla üretime indirilir. Atölyeyi dijital ortamda kendi planımıza göre yönetmek gibi bir hedefimiz var. Her şey kayıt altında. Geriye dönük her türlü veriye sahip olabiliyorsunuz. Hatlarımızda makine, operasyon bazlı verimlilikleri takip edebiliyorsunuz. Hatlar neden, kaç dakika durmuş; bu duruşa karşı ne yapılmış, her türlü veriye sahip olabiliyorsunuz” diye konuştu.
ŞİRKETİ GELECEĞE HAZIRLIYORUZ
Ar-Ge merkezi kurulumu ile ilgili çalışmalara başladıklarını anlatan Gümüş, bu yılın Nisan ayında resmi açılışı yapmayı planladıklarını açıkladı. Hali hazırda 15 mühendisin bu bölümde çalıştığını ifade eden Gümüş, “Bursa Teknik Üniversitesi, KOSGEB ve Kalder ile birçok iş birliklerimiz var. Birçok danışman ile çalışıyoruz. Teknik olarak gelişmek, şirketi biraz daha geleceğe hazırlama konusunda ciddi yatırım yapıyoruz” dedi.
İNSANA ÖNEM VERİYORUZ
İnsana önem verdiklerinin altını çizen Gümüş, çalışanlarının gelişimine katkı sağlamaya çalıştıklarını belirterek, sektör bazında kişi başına verdikleri eğitim saatinin oldukça yüksek olduğunu söyledi. Yılda bir kişi için 45 saat eğitim verildiğini açıklayan Gümüş, “Bunlar mesleki ve davranışsal eğitimler oluyor. Makineden ziyade insana yatırım yapmak, insanı kazanmak önemli. Gelecekte her şey otomatik olacak, dijital ortama taşınacak ama yine merkezinde insan var” diye konuştu.
OSKİM AKADEMİ
Eğitimler için dış kaynaklardan destekler aldıklarını açıklayan Gümüş, “İçerde belli bir teknik doygunluğa ulaştık. Özellikle teknik eğitimlerde her çalışan kendi bildiği, uzman olduğu süreci kendisi anlatabilir. Bu konuda örneğimiz Tofaş. Oradan feyz aldık. Oskim Akademi’yi kuruyoruz. Bu yılın ortasında resmi olarak şirket içerisinde devreye almış olacağız. Yeni işe girenleri kendi eğitim dokümanlarımızla yetiştireceğiz. İçerdeki teknik bilgi ve beceriyi herkesle paylaşacağız. Yetenek matrisleri vardır. Her çalışan, her konuda belli bir oranda fikir ve bilgi sahibi olmalı. Çalışan bir pozisyonda, en fazla 2-3 yıl kalmalı. İleriye dönük insana yatırım yapmayı düşünüyorsak, çalışan arkadaş bir rotasyon isteyecek. İstediğinde rotasyon önümüzde hazır durmalı. Gideceği pozisyonda ne tür işler yapılıyor, bununla ilgili eğitimler olmalı. Bunu biz kendi bünyemizde vermek istiyoruz. Gelecekte başka yerde de çalışabilirler. Altın bilezikleri olsun. Gittikleri yerde zorlanmasınlar” dedi.
ARAÇLARDAKİ DÖNÜŞÜM
Otomotiv sektöründe değişim yaşandığını anımsatan Gümüş, kendi ürettikleri malzemelerin elektrikli araçlarda değişmediğini söyledi. Yaptıkları parça grubunda daha fazla oyuncunun dahil olmasıyla burada bir risk yaşanabileceğini ifade eden Gümüş, “Biz, bu riski bertaraf etmek için Ar-Ge merkezimizi kuruyoruz. Müşterimize normal ürettiğimiz parçalara neler ekleyebiliriz? Bir çip entegre edebilir miyiz? Onu da elektrik elektronik sisteme bağlayabilir miyiz? Bu konular üzerinde kafa yoruyoruz. Elektrikli araçlarla birlikte birçok parça alüminyuma dönüşecek. Alüminyumdan farklı parçalar üretebilir miyiz? Bu konuda da çalışıyoruz. Normal kullanım saclardan yüksek mukavemetli saclara doğru bir kayış var. Burada kendimizi geliştirebilir miyiz? Ar-Ge birimi orada da çalışıyor. Biz kendimizi hazırlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
YEŞİL MUTABAKATA UYMAMIZ GEREKİYOR
Önümüzdeki süreçte yeşil mutabakatın çok fazla öne çıkacağının altını çizen Gümüş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İhracat çalışan bir firma olduğumuzu düşünürsek, bizim 2023 yılına hazır girmemiz lazım. Müşterilerimizden hazır istekler gelmeye başladı ‘2023 yılına kadar karbon ayak izini ve yapacağın faaliyetleri paylaşman gerekiyor’ diye bize geri bildirimleri var. Biz açıkçası çevreyi kirletmemek için bir yaklaşım sergiliyoruz ve Yeşil Mutabakata uymamız gerekiyor ki sevk ettiğimiz, ihraç ettiğimiz parçalar üzerine ilave vergiler ödemeyelim. Bu konuyla ilgili bir projemiz de var. Güneş enerjisi ile ilgili solar yatırım yapmayı planlıyoruz. Mevcut kullandığımız binanın üzerinde yaklaşık 4 bin metrekare solar döşeyebileceğimiz bir alan var. O alanı da kullanarak, kendi enerjimizi üretmek, fazlasını da satmak gibi bir niyetimiz var.”